Karar yazarı Mehmet Ocaktan, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in “Sizin ‘tarikat’ dediğiniz bizim ‘STK’ dediğimiz yapılarla bizim protokolümüz var; çocukların dağa çıkmasını engelliyorlar. Ben o STK’larla protokol imzalamaya devam edeceğim” sözleri hakkında “Son yıllarda Milli Eğitim bakanlarımızın dünya ile rekabet edebilecek bir eğitim sistemi inşa etmek yerine, ‘arka bahçe’ mantığı ile cemaat ve tarikatlara bel bağlaması büyük bir talihsizlik” yorumunu yaptı.
Ocaktan, yazısında şu ifadeleri kullandı:
“Bu çerçevede belirtmem gerekiyor ki İslam’ı bugünün diliyle anlatmada çağın gerisinde kalmış, dinin mesajını belli ritüelle indirgemiş cemaat ve tarikatlara çocuklarımızı teslim etmek hem yanlış hem de çok tehlikeli…
(…)
Bakanlık, cemaat ve tarikat gibi boş işlerle uğraşacağına eğitimde kaliteye kafa yorsa herhalde daha faydalı bir iş yapmış olur.
İtiraf etmem gerekiyor ki kişisel olarak hiçbir zaman kendimi cemaat ve tarikatlara yakın hissetmedim ama bazı antidemokratik kesimlerin bu yapıları ‘potansiyel tehlike’ olarak görmesini de hakkaniyetli bulmam.
Hangi mezhepten, meşrepten, tarikattan ya da kimliksel aidiyete sahip olursa olsun herkes hukuk devletinin güvencesi altındadır. Ama hiçbir grup ya da cemaat de devletin kurumları içinde örgütlenme hakkına sahip değildir.”