Mansur Yavaş: Kentlerin yaşanabilecek olaylara göre planlanması gerekiyor
6 mins read

Mansur Yavaş: Kentlerin yaşanabilecek olaylara göre planlanması gerekiyor

Haber: FATİH ÖZKILINÇ Kamera: KERİM UĞUR

(BALIKESİR) – Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Balıkesir Dönüşüm Kongresi’nin Planlı Kent Örnekleri oturumunda konuştu. Oturuma Ankara’daki hava koşulları nedeniyle çevrimiçi olarak katılan Yavaş, meslek odalarının dahil olacağı şehir planlama bürolarının kurulmasının gerekliğine dikkati çekerek kentlerin yaşanabilecek olaylara göre planlanması gerektiğini söyledi.

Kongreye Ankara’daki yağış nedeniyle gelemediğini dile getiren Yavaş, “Biz 10 gündür yağışlarla baş ediyoruz. Kentler planlanırken böyle bir yağışla ya da iklim değişikliği nedeniyle olacak değişikliklere hazır değil kentlerimizin hiçbirisi. Keza son 15-20 gün içerisinde dünyanın her tarafında yaşanan ve iklim değişikliğine bağlanan aşırı seller çok sayıda can kaybına neden oldu. Burada da gün dönümü dediğimiz dönemde yağması gereken yağışlar maalesef çok daha uzun sürüyor ve bölgesel yağıyor. Ankara’nın içerisinde çok yakın mesafelerde bir semti sel götürürken öbür semtte maalesef damlası dahi düşmüyor. Örneğin yine bir kış geçirdik. Ankara’da karın tanesini dahi görmeden geçirdik. Bundan sonra özellikle kentlerin yeniden planlanan bölgelerinde yağışların ne kadar çok yoğun olacağı ve buna göre tedbir alacak şekilde kentlerin planlanması gerekiyor” dedi.

“İklim krizini tetiklediği sellerle karşı karşıya gelmeye başladık”

Kent nüfuslarındaki artışa dikkati çekerek sözlerini sürdüren Yavaş, şunları kaydetti:

“19’uncu yüzyılın başında neredeyse dünya nüfusunun sadece yüzde 2’si kentlerde yaşarken 20’inci yüzyılın başlarında bu oran yüzde 10’a yükselmiş. Şu anda ise yüzde 50’sine yükselmiş durumda. Dolayısıyla kentlerin bir kapasitesi var. Bugün dünyada geçmişi birkaç yüzyıla dayanan çok sayıda kent bulunuyor. Bunların bir çoğu da büyük kentler. Şu andaki 100-300 yıl önce kurulmuş kentlerin bugünkü şartlara göre bu altyapıyı kaldırması mümkün olmuyor, ilave bir külfet getiriyor. Çok yıllar önce yağışın çok fazla olduğu yerlere gittiğiniz zaman zaten ilk kuruluşta bu yana tedbirler alındığı için problemler olmuyor. Bizim Ankara’da aslında planlı kentlerden bir tanesi. Cumhuriyetin kuruluşuyla birlikte Ankara çeşitli planlarda yer almış, planlanmış bizzat Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla planlanmış. Ama şehrin planlarının bir kısmı hala geçerliyken özellikle 1980 yılından sonra yeni çıkarılan İmar Yasası nedeniyle İller Bankası planları yerine, belediye meclislerine imar yetkisi verilmiş. Bugün Ankara’da özellikle Batıkent’teki şehircilik efsanesi varken aynısı Özal’lı dönemlerde Ümitköy ve Çayyolu’nda planlanmışken şu anda gelip baktığınızda maalesef neredeyse parsel bazılı verilen villaların yanında gökdelenlerin çoğalmasıyla birbirinin güneşini, gölgesini kapatan binalar aslında yapılırken maalesef içine dahi giremeyen vatandaşlarımızın ‘çok güzel oluyor’ dedikleri ama aradan zaman geçtikten sonra bunların kendileri için bir şey ifade etmediği böyle kentlerin ısı tuttuğu, daha fazla yağışa neden olduğu… Yine her taraf asfalt yapılırken, kaldırımlar yapılırken, binaların bahçeleri dahil asfalt ve kaldırım ya da beton yapılıp toprağın suya ulaşmaması nedeniyle meydana gelen ve iklim krizini tetiklediği sellerle karşı karşıya gelmeye başladık.

“İlave külfet çıkarıyor”

Burada da düzenli bir kentin planlanmamasının sonuçlarını bir 50-60 yıl sonra özellikle bozulmaya başladıktan sonra tüm Ankaralı çekmeye başladı. Bugün Ankara Çayı noktasından geçen bütün şehirdeki atık suları dahi toplarken ben son 3 yıldır yüzde 100 dolulukla gittiğini ama ara derelerden gelen birçok suyun da buraya karışamadığı için geri teptiğini bizzat yaşamaya başladık. Artık bu bundan sonra planlanan kentlerin kendi özelliklerinin yanında, iklim değişikliği nazara alınarak gerek ulaşım yoluyla, gerekse altyapısı yoluyla bize ilave külfet çıkarıyor. Bunların ileriye yönelik yeni planlanan alanların buna göre planlanması lazım.”

“İyi ve kötü örnekler gösterilmeli”

Kentlerin bilime göre planlanması gerektiğini ifade eden Yavaş, sözlerinin devamında ise şunları kaydetti:

“Şehir planlama bürolarının kurulması ve buradan çeşitli kurumların, sadece belediye imar komisyonun değil meslek odalarına dahil olacağı bir şekilde en azından planlanan yerlerin başımıza gelebilecek olaylar dikkate alınıp yeniden planlanması gerektiğini düşünüyorum. Acı tecrübeleri yaşayarak maalesef bizzat görmüş olduk. Ben dünyanın çeşitli yerlerinde olan güzel kent örneklerinin ve katledilen kent örneklerinin şehir plancılığı okuyan, mimarlık okuyan öğrencilere gösterilmesi gerektiğine inanıyorum. Aynı zamanda bütün belediye başkanlarının seçildikten sonra iyi ve kötü örneklerinin gösterileceği şekilde bir yerde neredeyse sınav yapar gibi kursa tabi tutarak belediyenin diğer birimlerini kendisini ilgilendiren konular olmak üzere özellikle şehircilik konusunda, planlama konusunda ve bunun yasa ve yönetmeliklerini gösterecek şekilde mutlaka eğitimler alması gerektiğine inanıyorum. Özellikle de iyi ve kötü örneklerin kendilerine gösterilmesinin çok yararlı olacağına inanıyorum. Yoksa hem ulaşım, hem altyapı konusunda keşmekeş ve ilk başta planlanmadığı için daha sonra düzeltmeye kalktığınız zaman çok daha fazla masraf ettiğinizi, kamu kaynaklarımızı boşa götürdüğümüzü yeni seçilen belediye başkanlarımıza ve aynı zamanda bunun eğitimini veren üniversitelerin hepsinde gösterilmesi gerektiğine inanıyorum.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir